Birkaç gündür evde bir hazırlık var. Babam sürekli bir yerlere gidip duruyor. Sonra da anlatıyor akşam bize. "Elektriği bağlattım, su yarın açılıyor, doğalgazı kapatmak lazım." vs...
Sonunda annem ne olduğunu anlattı bana. "Artık Kadıköylü oluyoruz kızım." dedi ve ekledi "Ben eskiden Kadıköylüydüm zaten, artık siz de Kadıköylü oluyorsunuz:)"
Yani biz yarın taşınıyoruz. Annemler evlendiklerinden beri Üsküdar'da oturuyormuş. Üsküdar'ı karşıya yakın diye sevmişler. Ben de burada doğdum zaten. Eski evimizden şimdiki evimize de ben 20 günlük iken taşınmışız ama annemler sevememişler burayı. Sonunda tekrar annemin evlenmeden önceki mahallesine Göztepe'ye-Gözcübaba'ya gidiyoruz hep birlikte. Anneannemin karşı apartmanına taşınacağız. Böylece annem işe başlayınca gözü arkada kalmayacak. İşe gidip gelirken yolu uzayacakmış biraz ama benim için katlanacak artık.
Bir süre İnternet bağlantımız olmayacak o sebeple sizlere yazamayacağım. Birazdan annemle anneannemlere kaçacağız. Babam da yarın nakliye işleriyle uğraşacak. Giderken, doğduğum Üsküdar'a gülücüklerle vede edeceğim. Görüşmek üzere...
27 Mayıs 2009 Çarşamba
25 Mayıs 2009 Pazartesi
24 Mayıs 2009 Pazar
Boğaz'ın Anadolu Yakası
Annem çocukluğunu Anadoluhisarı'nda geçirmiş. O yüzden oldum olası Üsküdar-Beykoz Boğaz Hattı'nı çok sevdiğini söyler durur. Bugün de yine boğaza açıldık. Paşabahçe'ye balık yemeğe gittik. Onlar yedi, ben de baktım. Hava çok güzeldi. Sahil cıvıl cıvıldı. Bu havayı bulmuşken hemen annem ve babamla poz vermek istedim sizler için.
Etiketler:
Anadoluhisarı,
Balıkçı Motorları,
Beykoz,
Bülent Aydın,
Nevra Çankaya,
Paşabahçe
"Senin Adın Gaspar mı?"
Bu sabah uyandığımda annem beni kendi yataklarına götürdü. Asıl amacı beni biraz daha uyutabilmek ve de kendisi de uyuyabilmekti. Oyalanayım diye elime bir kağıt mendil verdi. Ben de ilk kez hayatımda birşeyi çekiştirerek parçalamayı öğrendim bu sayede :) Annem gözünü açıp yatağın üzerindeki kağıt mendil parçalarını görünce bana "Senin adın Gaspar mı?" dedi, neden acaba? :)
19 Mayıs 2009 Salı
16 Mayıs 2009 Cumartesi
15 Mayıs 2009 Cuma
Ben Bir Küçük Cezveyim, Köşebucak Gezmeyim :)
Bugün sabahtan akşama kadar sokaklardaydık. Sabah erkenden babam annemle beni iskeleye bıraktı. Üsküdar'dan Kabataş'a geçtik. Bu benim ilk deniz-motoru seyahatimdi. Annem, arabamla birlikte beni nasıl karşıya geçireceğini düşünüyordu kara kara ama ona birçok insan yardımcı oldu. Motorda görevli abiler arabamı içeriye taşımasında yardım ettiler. Ana amacımız Büyükada'ya gitmekti. Kabataş'tan Adalar vapuruna binecektik. Ben motorda uyuyakalmışım.
Gözlerimi açtığımda Ada Vapuru'na binmek üzereydik. O kadar kalabalıktı ki ben şaşırdım kaldım. Bu kadar çok insanı birarada hiç görmemiştim. Sonra vapur Kadıköy'e yanaştı ve oradan anneannem de arkadaşlarıyla birlikte vapura bindi. Havanın sıcaklığından faydalanıp vapurda bir güzel soydular beni. Çevredeki herkes baktı bana. Ablalar, abiler sevmeye geldiler.
Ada'ya indiğimizde annemle çok güzel gezdik. Yemek yedik, denize baktık, kedilerle konuştuk, hatta Ada'da o sırada düzenlenen halk yürüyüşüne bile kısacık da olsa katıldık. Ömrümde ilk kez orada bando takımı gördüm :) Marşlar çalıyorlardı. Annem marşların ritmine uygun olarak hop hop hoplattı beni. Ardından kısa bir Ada turu yaptık. Köşkler, yalılar, bağlar, bahçeler hepsini gezdik durduk... Ben hiç huysuzluk etmedim. Derken akşam eve dönerken artık yorulduğumu fark ettim. Bostancı'dan bizi almaya gelen babama ağlayarak bir sürü naz yaptım. Babam sabırla susturmaya çalıştı beni ama. Eve gelince de güzel bir banyo ile hemen uykuya geçtim. Ne diyeyim? Ben bir küçük cezveyim, köşe bucak gezmeyim...
Etiketler:
Ada Vapuru,
Bando,
Büyükada,
Den Tur Avrasya
14 Mayıs 2009 Perşembe
Baba Bizi Gezmeye Götür!
Annemle iki gündür evdeydik. Çok sıkıldığımız için akşam babam gelir gelmez, ondan bizi gezmeye götürmesini istedik. O da bizi İzci Evi'ne götürdü. İzci Evi, Koşuyolu'nda ağaçların içinde süper bir yer. Babam geçtiğimiz kış boyunca buraya tiyatro kursu için geliyordu. Aslında şu anda da çalışmalar devam ediyor, ay sonunda gösterileri var, ama bizi yalnız bırakmak istemediği için bir süredir provalara katılamıyor.
Ben İzci Evi'ni çok sevdim. Açıkhava bana çok iyi geldi. Eve döndük ve güzel bir banyonun ardından mışıl mışıl uyudum. Yarın Büyükada'dayız. Size maceralarımı yazarım :)
Ben İzci Evi'ni çok sevdim. Açıkhava bana çok iyi geldi. Eve döndük ve güzel bir banyonun ardından mışıl mışıl uyudum. Yarın Büyükada'dayız. Size maceralarımı yazarım :)
13 Mayıs 2009 Çarşamba
Hint Kınası
12 Mayıs 2009 Salı
Dayım
Balkonda Zeytinyağı Masajı
10 Mayıs 2009 Pazar
Şarkılarla Anneler Günü
"Ben anayım bu sesimde yerin göğün derdi var.
Sulha gelin ey insanlar! Yoksa dünya mahvolar."
Bugün annem ve benim için en özel gündü. İlk anneler günümüzdü. Anneler günümüzü anneannemi de koromuza katarak, hepbirlikte müzik eşliğinde kutladık.
Annem, kucağında ben, anneannemlerin mutfak penceresinden sokağa bakarak saatlerce bıkmadan usanmadan bana bir sürü "anne" ile ilgili türküler dinletti ve de söyledi. Ama en çok da yukarıdaki türküyü söyledi. Birgün gelecek bunları ben kendim sizlere söyleyecekmişim, öyle dedi :)
Uzun süren müzikal ayinimiz anneannemin "hadi dila boşver bunları biraz da -düm tek tek- öğren kızım" deyip ellerimi tutup beni oynatarak -düm tek tek- şarkısını söylemesiyle son buldu. Bu iki kadın arasında bir tarz farkı var ama acaba hangisine benzeyeceğim? :)
Sulha gelin ey insanlar! Yoksa dünya mahvolar."
Bugün annem ve benim için en özel gündü. İlk anneler günümüzdü. Anneler günümüzü anneannemi de koromuza katarak, hepbirlikte müzik eşliğinde kutladık.
Annem, kucağında ben, anneannemlerin mutfak penceresinden sokağa bakarak saatlerce bıkmadan usanmadan bana bir sürü "anne" ile ilgili türküler dinletti ve de söyledi. Ama en çok da yukarıdaki türküyü söyledi. Birgün gelecek bunları ben kendim sizlere söyleyecekmişim, öyle dedi :)
Uzun süren müzikal ayinimiz anneannemin "hadi dila boşver bunları biraz da -düm tek tek- öğren kızım" deyip ellerimi tutup beni oynatarak -düm tek tek- şarkısını söylemesiyle son buldu. Bu iki kadın arasında bir tarz farkı var ama acaba hangisine benzeyeceğim? :)
9 Mayıs 2009 Cumartesi
Dün Çok Mutluyduk :)
Dün annemin işyerini ziyarete gittik. Müthiş bir gündü. Çok eğlendim. Herkes beni çok sevdi. Ben de herkese gülücükler dağıttım. Beren ve İrem'i gördüm, onlarla tanıştım. Yasemin teyzem Beren ile ilgilendiği için pek konuşamadık ama bakıştık. Cemal amcam beni öpebilmek için sakallarını kesmiş, ben de uzattım yanaklarımı ona :) Alican abi şaşkın şaşkın benim yaptıklarıma bakıyordu. Eeee, tabi, yakında o da baba olacak, her hareketimin anlamını öğrenmek için aneme soruyordu. Dilek ablam beni kucaklayan Burcuk'a sürekli direktifler veriyordu beni düşürmesin diye, ama zaten Burcuk beni çok güzel tutuyordu. Eda teyze bebekleri özlemiş, Asya ablam büyüdü ya... Aynı şekilde Serpil teyze de, Efe abim büyüdüğü için bana hasretle sarıldı. Kahkalarımı en çok Figen, Aslı ve Aylin teyzelerin odasında attım ve tabi ki Nadya ablanın kucağında. Kedilerini şefkatle tutar gibi tuttu beni. Umut abim de benimle çok ilgilendi. Görüyor muyum, duyuyor muyum diye bir sürü soru sordu anneme. Sebiş teyze ve Osman dede bir ara toplantıdan kaçtılar beni görmek için. Aysun ve Handan teyzeler de hayat hikayemi ilgi ile dinlediler annemden ve tavsiyelerde bulundular. Apos fotoğraflarımı çekti bir sürü. Güzel güzel resimlerim oldu :) Feyza ablam grip olmuş, uzaktan bakıştık, uzaktan öpüştük. Leylan ablanın saçları çok güzeldi, hep baktım. "Sizin için süslendim." dedi ama biz anladık annemle, doğum günü olduğu için süslüydü :) Eray teyzem herzamanki gibi beni okşaya okşaya sevdi. Esra, Senem, Neslihan,Lale, Özlem ablalarım, Behiye ve Melike teyzelerim, Mert amcam... herkes öptü, sevdi beni. Sait baba kucağına aldı,oynadı benle. Kendi torunlarından tecrübeliymiş, annem söyledi. En uslu Asu'nun kucağında durdum ama. Ben gülücükler dağıtırken Gaspar da ellerimi yaladı. Ayaklarımı da yalayacaktı ama çoraplarım vardı. Gaspar annesini benden birazcık kıskandı farkettim. Asu beni sevdikçe Gaspar da Asu'nun ilgisini çekmeye çalıştı. Gaspar havladı, havladı ama ben hiç korkmadım. Asu, annemden beni kendi evlerine götürmek için izin istedi. Annem bunu ciddi ciddi düşünüyor sanırım :) Beni sütten keser kesmez her an verebilir :)
Ben bu kadar çok insanı daha önce birarada hiç görmemiştim. Çok şaşkındım. Ama beni ne kadar merakla, heyecanla ve sevgiyle karşıladıklarını görünce hemen kanım kaynadı onlara. Akşam anneme sordum. "agu bugu gugu?" yani "kimdi onlar?" dedim. Annem de "benim canım ailem" diye cevap verdi. 19 Mayıs'ta piknikte görüşürüz.
Ben bu kadar çok insanı daha önce birarada hiç görmemiştim. Çok şaşkındım. Ama beni ne kadar merakla, heyecanla ve sevgiyle karşıladıklarını görünce hemen kanım kaynadı onlara. Akşam anneme sordum. "agu bugu gugu?" yani "kimdi onlar?" dedim. Annem de "benim canım ailem" diye cevap verdi. 19 Mayıs'ta piknikte görüşürüz.
6 Mayıs 2009 Çarşamba
Biliyorum Erken Ama Dişlerim Kaşınıyor
Bir süredir ellerimi sürekli ağzıma götürüyordum. Annem parmağımı emmeye çalıştığımı zannediyordu. Elimi ağzımdan çekince de ben ağlıyordum. Annem bunları kolik ağlamalarım sanıyordu. Ama gerçek dün ortaya çıktı. Doktor teyze söyledi. Dişlerim kaşınıyoooorrrr... Hatta bit tanesi patlamak üzere sanırız. Biraz erken oldu farkındayım ama napalım sağlık olsun. Önce kolik şimdi de diş sıkıntısı... Anneme rahat yok :)
3 Mayıs 2009 Pazar
Güzel Bir Gün ve Tesadüfler
Babam biraz grip olduğu için Cumartesi gecesi annemle, anneannemlere kaçtık. Pazar sabahı uyandığımızda evde bir telaş, bir telaş... Erkenden yollara düştük. Göztepe'ye Özgürlük Parkı'na gittik. Semiha Şakir Çocuk Yuvası yararına düzenlenen kermeste anneannem gönüllü olarak çalışıyordu. Biz de ona yardım edelim annemle dedik. Böylece benim için süper bir gün başlamış oldu. Parkta bol bol temiz hava aldım. Arabamın içinde annem beni dolaştırdı. Gezdim, uyudum. Bir sürü insan beni sevmek için yanımıza geldi. Anneme kaç aylık olduğumu, adımı sordular... Bütün ilgi üzerimdeydi çok mutlu oldum. Hiç büyümesem mi acaba ? :)
Oradaki teyzeler bana bir sürü hediye verdiler. Biz de annemle yuvadaki abilerin-ablaların yaptığı boncuklardan aldık. Herşey çok güzeldi.
Arabamla dolaşmaktan sıkılıp ağladığımda annem beni kucağında gezdiriyordu. Bu anlardan birinde Ceyda Teyze ile İlker Amca'yı ve de onların kızı Cansu'yu gördük. Ceyda Teyze ve İlker Amca annemin lise arkadaşlarıymış. Uzuuun yıllardır görüşmüyorlarmış ama facebooktan beni sıkı takip ediyorlarmış, bunu öğrendim. Cansu bana göre ne kadar kocaman bir ablaydı ve de çok güzeldi. Ben de öyle olmalıyım. Annem bu tesadüfe çok sevindi, hissettim :)
Bu arada Ceyda Teyze ve İlker Amca, Cemal Amca ve Hürücan Teyze'nin de çok yakın arkadaşlarıymış, bu da bir başka tesadüf.
Derken bir süre sonra bu sefer de Velda Teyze'yi gördük. Velda Teyze de annemin iş arkadaşıymış. HP'de çalışıyormuş. Onun da yanında kızı vardı, o daha da büyük bir ablaydı ve de saçları kıvır kıvırdı. Benim saçlarım da öyle olur mu acaba? Pek sanmıyorum, bizde herkesin saçı düz, keşke kıvırcık olsaydı:(
Ardından öğleden sonra babam geldi bizi aldı. Babamı özlemişim. Onu görünce sıcaktan mayışmış yüzüm gülücükle doldu. Gelmişken birkaç kare de fotoğrafımı çekti. Annem ve anneannemle birlikte pozlar verdim. Özetle bugün süperdi :)
2 Mayıs 2009 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)