Denizli'den İzmir'e geçtik. Annemler beni bir-iki günlüğüne olsa da denize sokmak istiyorlardı. İzmir'de önce Vedat amcamlara uğradık. Hani size oğlu Rüzgar'dan bahsetmiştim ya daha önce. İşte onlara uğradık. Rüzgar abim beni "Dila Bebek" diye çağırıyor hep.
İzmir'de hayatım biraz sıkıntılı geçti. Herşeyden önce ikinci dişimin derdine düşmüştüm. Sürekli ağlama halindeydim. Bir de hava çok sıcaktı. Gerçi Denizli'de daha da sıcaktı ama o zaman diş derdim bu kadar hat safhada değildi sanırım ki daha usluydum orada. İzmir'de sıcak bir yandan, diş bir yandan olunca annem beni hiç dışarı çıkarmak istemedi. Şehir merkezi böyle sıcaksa tatil beldeleri nasıldır acaba diye düşündü. 2-3 gün boynca gündüzleri evde Rüzgar abimle ve de Vedat amcamla oynadık hep. Akşamları biraz serinleyince babam bizi gezmeye götürdü. Günde 2-3 kere banyo yaparak serinliyordum neyse ki. Evde ben varım diye klima da açılamıyordu haliyle herkes pişiyordu.
Birkaç günün sonunda sıcaktan kaçarcasına dönüş yoluna düştük. Hoşçakal İzmir. Bir daha yazın sana gelmek yok, en azından büyüyene kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder