Geçtiğimiz hafta annem ve anneannemle ilk yaz tatilimi geçirdim. Herşey süperdi. Ayvalık'a gittik. Otobüs ile. O kadar uslu idim ki yol boyunca, çıt çıkarmadan uyudum hep. Otobüste bizimle aynı otele gidecek olan bir aile daha vardı. O ailenin en küçük ferdi Nil abla ile oynadım hep uyanık olduğum zamanlarda da. Nil abla 5 yaşında ve de benim en iyi arkadaşım oldu ilk tatilimde.
Neler yapmadım ki? Havuza, denize girdim. Plajda kova ve küreğimle kumlarla oynadım. Oyun odasında kaydıraktan kaydım, oyuncak evin içinde annemle evcilikler oynadım. Tam dolu dolu bir haftayı bu şekilde dinlenerek, uzun uzun uyuyarak, yüzerek geçirdim.
Annem ile benim doğumumdan bu yana ilk kez bu kadar uzun bir süre için birlikte vakit geçirmiş olduk. Bu çok keyifli idi.
Ben herşeyi annemle birlikte yapmak istedim. İtiraf edeyim ortam bana o kadar neşeli ve çekici geldi ki, yemek vakitlerimi restoranda oyalanarak geçirmek istemedim. Annem beni ne zaman restorana götürse yemeklerimi yemiyor onu elinden tutup oyun parkına doğru çekiyordum. Hal böyle olunca annem de çareyi yemeklerimi oyun salonunda yediremekte buldu. Tıpkı diğer anneler ve babalar gibi :) Annemin tatilinin büyük bir bölümü elinde tabak, benim peşimde dolaşarak geçti özetle.
Tatilde annemin kucağından hiç inmedim. Yürümek yerine onun beni kucağında taşımasını ve bu esnada bol bol öpüşmemizi tercih ettim. Bir de uyku düzenim var. Evden nevresimimi yanımızda götürmüştük. Ben yerimi yadırgamayayım diye anneannem bunu akıl etmiş ve de oteldeki yastığa bu nevresimi geçirmişti. Böylece otelde bana verilen bebek yatağını yadırgamadan uslu uslu kendi kendime uyumaya devam ettim tatilde de. Açıkhavadan mıdır denizde yorulmaktan mıdır bilinmez uykularım gün içerisinde 2 seferde toplam 4 saati buluyordu. Ben uyku için odaya yine annemle gidiyor ve sadece onu yanımda istiyordum. Böylece annem için bu tatil yemek tabağından sonra biraz da odada ben uyurken beklemece oldu diyebiliriz.
En keyifli anlarımız ise deniz kenarındakilerdi bence. Akşam saatlerinde güneş etkisini azalttığı zamanlarda, yani ben 2. uykumdan kalkar kalkmaz, üçümüz plaja gidiyor ve birlikte denize giriyorduk. Genelde yüzmeyi anneannem ile yapıyordum ama. Beni kollarımdan tutuyordu, ayaklarım arkada kalıyordu, ben ayaklarımı ve de ellerimi çırpıyordum. Bu sırada üçümüz de bağıra bağıra "kırmızı balık gölde, kıvrıla kıvrıla yüzüyor..." diye şarkı söylüyorduk. Denizden hiç korkmadım. Hiç ağlamadım. Suyun içinde çok mutlu oldum. Annem buna çok sevindi.
Annem başka davranışlarıma da çok sevindi. Mesela hiç yabanilik yapmadım. Hemen hemen herkese gülen yüzümle selamlar verdim, yemek yerlerken masalarına gittim. Tüm bebekleri sevdim ve anneme "dedek" diyerek gösterdim hepsini, Nil ve eniştesi Murat amca ile oynadım. İnsanlardan çekinmemem ve hep güler yüzlü olmam çok sevindirdi annemi.
Tatilde bir de dilim açıldı ki sormayın. Önce Nil in adını seslendim. Sonra Nil'in halası ve Murat amca nın eşi Arzu ablanınkini.. Ardından anneme yağdırdığım emir kipleri daha da belirginleşti ve keskinleşti. "Anne kalk, anne otur, anne ver, anne gel..." şeklindeki ricalarıma (!) en son "anne çek" i eklemiş oldum. Çek demek çekil demek :)
Daha ne maceralarım var anlat anlat bitmez ama son gün tur şirketinin hataları yüzünden biraz tatsız geçti. Saat 15:00 te bizi alması gereken otobüs gelmedi. 18:00 de gelen otobüste de bize yer ayrılmamıştı. Mecburen gece 24:00 teki otobüs ile dönmek durumunda kaldık. Oldukça keyifsizken Oğuz amcam ve de Eray teyzem yetişti imdadımıza. Bizi gelip otelden aldılar ve de hep birlikte Oğuz amcamların annelerinin evine gittik. Semoşla Necoş'u da görmüş olduk. Necoş bana kukla oynattı, bir de hop tek hop tek şarkı çaldı, ben de oynadım bir güzel..
O akşam her zamanki saatimde Eray teyzemin omzunda uyuyakaldım. Sonra gözümü bir açtığımda bir ara otobüsteydik. Sonra bir daha açtığımda ise İstanbul'da :) Yani dönüşte de hep uyudum geldim demek istiyorum. Hatta otobüsteki başka teyzeler dediler ki, bu nasıl uslu bebek böyle. Bütün gece hiç çıtı çıkmadı. Ya işte böyle usluyumdur ben, annemi hiç üzmem :)
Tatil denen şey süpermiş.. Arada yapmak lazım :)