6 Haziran 2010 Pazar

Bir Dede Daha

Bugün misafirlerimiz vardı. Anneannemin üniversiteden arkadaşları. Meral Amca ve de Mehtap Teyze. Onlar normalde Konya'da oturuyorlar. Ancak yaklaşık 4 aydır İstanbul'dalar. Çünkü benden bir ay büyük bir torunları var, adı Melek. Melek'in annesi Sezin Teyze işe gidince ona bakıyorlar. Bugün kendilerine izin vermişler ve beni görmek istemişler.
Onlar geldiğinde ben uyuyordum. Annem uyanıpta evde başkalarını görünce nasıl tepki vereceğimi merak etmiş hep. Çünkü böyle durumlarda genelde yabancılıyorum ve bir müddet annemin koynundan dışarı çıkmıyorum. Bu annemin hoşuna gidiyor aslında. Ama bugün böyle olmadı. Uyandım ve salonumuzda misafirlerimizi görünce sanki kırk yıldır tanıyormuşum gibi hemen kaynaştım. Bunda Meral Amca'nın bana anahtarlarını vermesi ya da Mehtap Teyze'nin bana getirdiği çikolatanın payı olabilir mi acaba? Bilemiyorum. Belki de onların da torunu olduğu için bebek kokusu da almış da olabilirim onlardan. Aynen köpişlerin yaptığı gibi. Ben öyle sıcak kanlı durunca annem "bak dila, bir deden daha oldu!" dedi. Aman iyi ki dedi. O andan itibaren bütün sohbet boyunca sürekli "dede-dede" diye inlettim ortalığı... Meral Amca da ben her "dede" deyişimde, "söyle dedem!" diye karşılık verdi. Birlikte oyuncaklarımla oynadık. Yine kafamı yan yan eğip cilveler yaptım bir sürü. Oyuncaklarımı sakladım, bulmasını istedim. Müzik çaldırıp göbekler attım. Keyfim pek yerindeydi özetle. Biz de onlara gidip Melek'i göreceğiz ilk fırsatta. Keşke evlerimiz yakın olsaydı. O zaman daha çok oynayabilirdik.

Not: Mehtap Teyze ile çektirdiğim fotoğraflarımın hepsini fotoğraf makinasını kurcalarken silmişim, elimizde bir tek bunlar kalmış, ama onun makinesinde bir sürü fotoğrafım var zaten-Melek'e gösterecekmiş :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder