Bahadır Abim ve de Tuğba Teyzemle de fotoğraflar çektirmiştim ama onlar benim huysuzluğum yüzünden çok kötü çıktığı için burada paylaşamıyorum ne yazık ki.
31 Temmuz 2009 Cuma
Burak Amcamlayım
Bahadır Abim ve de Tuğba Teyzemle de fotoğraflar çektirmiştim ama onlar benim huysuzluğum yüzünden çok kötü çıktığı için burada paylaşamıyorum ne yazık ki.
Ellerine Sağlık Babacığım
29 Temmuz 2009 Çarşamba
Karpuz Diyetindeyim
23 Temmuz 2009 Perşembe
Ya Michelin, Ya da Ben!

22 Temmuz 2009 Çarşamba
21 Temmuz 2009 Salı
Annemden Ayrılmak
Annem işe döndü. 6 aya yakın bir zamandır hiç ayrılmamıştık. Ama artık gündüzleri benim için biraz farklı geçiyor. Anneannem ve de Hacer teyzem ile birlikte bütün gün oynuyoruz, mamalar yiyoruz, uyuyoruz. Bu sıralar babam da işe biraz geç gidip erken döndüğü için genelde o da bize katılıyor. Hatta dün ilk günümüz olduğu için dayım ve de arkadaşı (Hacer teyzemin oğlu) Emre abim de bizdelerdi. Herkes elbirliği ile annemin yokluğunu bana hissettirmemek için elinden geleni yapıyor. Annemin yokluğunu henüz çok fazla hissetmesem de en yadırgadığım şey biberondan beslenmek. Bu bana çok garip geliyor. Baştan beri annesini emen bir bebek olarak bugünlere geldiğim için biberonla beslenmeyi yadırgıyorum. Alışacağım sanırım. Hatta bu sabah Yasemin teyzemin bize getirdiği bir biberonla, bu işe birazcık alışmaya başladım galiba. İşin enteresan yanı annemin dönüş saatini sanki biliyor gibi onun gelmesine yakın biraz mahsunlaşıyorum. Onu kapıda şaşkın bir ifade ile karşılıyor ve de biran önce beni emzirmesi için sabırsızlanıyorum. Bunun dışında keyfim yerinde ancak babam da işe gittiği zaman etrafıma garip garip baktığımı söylüyor anneannem. Kalabalığa fena alıştım :)
Bir de anneme sormalı tabi. Neler hissediyor acaba? Bana geçen haftadan beri "şu gülen gözlerini yanıma alabilseydim bebeğim!" deyip duruyor. Sanırım bu cümle herşeyi anlatıyor. Ne kadar mahsunlaşsam da gözlerim sana hep gülecek anneciğim hiç merak etme. Seni çok seviyorum ve de senin de beni çok sevdiğini biliyorum...
Bir de anneme sormalı tabi. Neler hissediyor acaba? Bana geçen haftadan beri "şu gülen gözlerini yanıma alabilseydim bebeğim!" deyip duruyor. Sanırım bu cümle herşeyi anlatıyor. Ne kadar mahsunlaşsam da gözlerim sana hep gülecek anneciğim hiç merak etme. Seni çok seviyorum ve de senin de beni çok sevdiğini biliyorum...
Etiketler:
Annenin işe başlaması,
ayrılık,
bebek bakımı,
sevgi
18 Temmuz 2009 Cumartesi
17 Temmuz 2009 Cuma
Üzerimdeki Baskı :)
Olmadı mı?
13 Temmuz 2009 Pazartesi
Dia Peynir-Dila Peynir
Bu akşam üzeri annem ve babamla yürüyüşe çıktık. Dia'nın oradan geçerken annem marketin camına baktı ve de gayet normal şekilde orada yazılan yazıyı aynen okudu: Dila Peynir, xxx YTL. Sonra da "Aaaa Dila Peynir yazmışlar" dedi. Tabii ki marketteki yazıda bir hata yoktu. "Dia Peynir" yazıyordu ancak annemin aklı hep benle dolu olduğu için istediğini istediği şekilde okuma hakkı var sanırım :)
Annemin Ardından
Bu arada kıyafetim ve de çoraplarım arasındaki uyumsuzluğun farkındayım. Ama el çantamızda birtek bu vardı. Diğerleri bagajdaydı, bunları giymek zorunda kaldım. Kusura bakmayın :)
İzmir'deydim
İzmir'de hayatım biraz sıkıntılı geçti. Herşeyden önce ikinci dişimin derdine düşmüştüm. Sürekli ağlama halindeydim. Bir de hava çok sıcaktı. Gerçi Denizli'de daha da sıcaktı ama o zaman diş derdim bu kadar hat safhada değildi sanırım ki daha usluydum orada. İzmir'de sıcak bir yandan, diş bir yandan olunca annem beni hiç dışarı çıkarmak istemedi. Şehir merkezi böyle sıcaksa tatil beldeleri nasıldır acaba diye düşündü. 2-3 gün boynca gündüzleri evde Rüzgar abimle ve de Vedat amcamla oynadık hep. Akşamları biraz serinleyince babam bizi gezmeye götürdü. Günde 2-3 kere banyo yaparak serinliyordum neyse ki. Evde ben varım diye klima da açılamıyordu haliyle herkes pişiyordu.
Birkaç günün sonunda sıcaktan kaçarcasına dönüş yoluna düştük. Hoşçakal İzmir. Bir daha yazın sana gelmek yok, en azından büyüyene kadar.
Yine Uzaklardaydım
Denizli seyahatimin güzel yanlarından biri de halamın 2,5 yaşındaki kızı Şevval ablam ile oynadığımız oyunlardı. Annem de halamın tecrübelerinden faydalanmak için ona bir sürü soru sordu. Şevval ablam yarım yamalak konuşmasıyla bana sürekli "Dilaaaa" diye sesleniyordu. Ben de onu öpmeye çalışıyordum hep.
Babaannem ve halalarım biz oradayız diye bir sürü güzel yemek yapmıştı. Dolmalar, gözlemeler, keşkek vs. Ben henüz yiyemedim ama bir dahaki sefere yiyebilirim sanırım. Ama olsun annem yedi nasılsa, ben de tadına bakmış sayılırım.
Diğer halamın kızı Esma abla ile de çok eğlendik. Esma ablam çocuk gelişimi okuyor. Şuan lisede ama üniversiteye gidince de anaokulu öğretmenliğini seçecekmiş. Sizce de benimle iyi anlaşması normal değil mi?
Denizli'de ayrıca annemin de akrabaları var. Aslında Denizlili olan annem, babamlar Afyon'lu ama sonradan Denizli'ye taşımışlar. Bu sebeple arada fırsattan istifade annemin halasını da ziyaret etmiş olduk.
Seyahatim süresince herşey çok mükemmel değildi tabii ki. Diş kaşıntılarım ve de mikrobik ishalim de benimle birlikteydi hep. Sonunda ilk dişimi Denizli'de çıkardım :) Ayrıca orada yaptırdığımız tahlil neticesinde de mikroplarımdan kurtulduğumu da öğrendim. Herkes pek sevinçli, pek mutlu oldu. Ben oradayken yetiştiremediler ama babaannem benim arkamdan "diş buğdayı" kaynatacak ve de komşulara dağıtacakmış. Teşekkürler babaanneciğim :)
Not: Ha bu arada dedem her akşam benim hasretimden ağlıyormuş. Ağlama dedeciğim, ben yine gelirim :)
Etiketler:
Denizli,
Diş Buğdayı,
Ekrem Aydın,
Sultan Aydın
1 Temmuz 2009 Çarşamba
Tren Gelir Hoş Gelir
Bugün annem, babam, anneannem ve de komşumuz Hacer teyze ile yine Özgürlük Parkı'ndaydık. Hayatımdaki ilk atlıkarınca vari oyuncağa bindim. Parktaki minik trene babamla binerek kısa bir tur attık. Pek birşey anlamadım ama ilerisi için büyük bir adımdı. Beni hep lunaparklara götürün olur mu anneciğim?
2 Temmuz Gelirken
Annem bu aralar bana sık sık Cengiz Özkan'ın sesinden aşağıdaki türküyü dinletiyor, uyuduğumda bile... Sanırım özel bir anlamı var.
Ne Hacıyız Ne Hocayız
Ne Falcı Ne Muskacıyız
Bizler Güruh-U Naciyiz
Mahşer Günü Pervamız Yok
Kamil Sözü Kuranımız
Hikmet Söyler İrfanımız
Hakikattir Erkanımız
Yalan Yanlış Foyamız Yok
Övünmeyiz Aslımızla
Sevişiriz Dostumuzla
Uğraşırız Nefsimizle
Kimse İle Davamız Yok
Meluliyim Sözümüz Bir
Dostumuzla Özümüz Bir
Yer İçeriz Nazımız Bir
Sen Ben Diye Kavgamız Yok
Ne Hacıyız Ne Hocayız
Ne Falcı Ne Muskacıyız
Bizler Güruh-U Naciyiz
Mahşer Günü Pervamız Yok
Kamil Sözü Kuranımız
Hikmet Söyler İrfanımız
Hakikattir Erkanımız
Yalan Yanlış Foyamız Yok
Övünmeyiz Aslımızla
Sevişiriz Dostumuzla
Uğraşırız Nefsimizle
Kimse İle Davamız Yok
Meluliyim Sözümüz Bir
Dostumuzla Özümüz Bir
Yer İçeriz Nazımız Bir
Sen Ben Diye Kavgamız Yok
Etiketler:
2 Temmuz,
Cengiz Özkan,
Kalan Müzik,
Madımak Oteli,
Sivas Katliamı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)